Aklımdan çıkarsın ama tostumdan asla.
Matematiği kötüydü ama çıkarlarını hesaplamada çok iyiydi.
Göz göre göre atladık, düştük sandınız.
Senin zirven benim zeminim!
Bir sebeple sever, daha iyi bir sebeple sileriz.
Hayatını s*kerim küfür etmem.
Hepiniz hızlısınız ama sadece yokuş aşağı!
Dün yanımda olmayanın yarınım da yeri yok
Yanımda bir kişilik yer var da sen de o kişilik var mı? Tartışılır!
Bu saatten sonra ben başkası için şiir yazarım, sen kendineymiş gibi okursun!
Tatlım yalnız o evrim değil, FONDÖTEN!!
Seni anlatmaya kelimeler yetmez. Âdi desem ibnenin hatırı kalır. İbne desem p*zevenk darılır.
Canım sen sayısalı seçmişsin ama daha karakterini yerden toplayamıyorsun.
“Dünyada kalan son insan olsan seninle çıkmam” diyorsun ama zaten son insan bensem sen yoksun amk salağı.
Melankolik ruh halime s*kimsonik teşhisler koyma doktor, Deliyim ben..
.Biz seninle lahmacun arası baklava gibiydik. Ayrı ayrı çok güzeliz ama bir araya gelince bokumsu bişey oluyoruz.
Belki tavırların beni en ağır küfürlere tahrik eder ama benim suratımdaki o sallamaz gülüş senin gelmişini geçmişini s*keeer.
Hıyar gibi erkeklerle, turşu kurar gibi hayaller kurulmaz. Adam olan ise, yarı yolda bırakılmaz.
Kilo aldırmıyor diye kul hakkı yemeyin.
Beni dışardan yargılayanlara söyleyecek sözüm yok; Zaten dışarıda kalmaları onlara yetiyor
Dünyanın en yüksek tahtına da çıksan, yine aynı göt ile oturacaksın..
Kapak resmini severek aldığım kitap gibi çıktın sende; dışı güzel içi boş…
Her kahpeliği sindiremez gönlüm. Yiğittir! Vurmayı bilmez, kırmayı bilmez. Kahpeliklere gelmez. Ama kahpelik yapanı da, hiçbir şekilde affetmez!
Beş paralık yüreklerde yaşatmadık biz sevgiyi. Paha biçilemez kılıflarda sakladık en değerlilerimizi. Sen bunu ister anla, istersen anlama. Kapıyı suratına çarpacak bir kansız çıkacak karşına.
Hayat yalandan ibaret değildir aslında. Gerçeği yalanlarla yıkayan bizim yalan sözlerimizdir, hayatı yalan yapansa insanın ta kendisidir.
Senin kaprislerini çekeceğime zikir çekerim en azından çektikçe sevap haneme işlerim.
Sana açtığım kapılarda giriş herkese serbest olsa bir ordu kadar insan doldururdu yüreğimin boş sokaklarını…
Kavga edecek kadar yüreğin yoksa yalan söyleyecek kadar aciz olmayacaksın…
Sevmeye yetmediyse yüreğin seven yüreği ihanetle kirletmeye cüret edemezsin. Cüret eden yüreği yerinden sökerler. Soğuk intikamı da sana böyle böyle öğretirler.
Taşa anlatsam taş dile gelir anlardı benim sana yıllardır anlatmaya çalıştığım bu düzeni…
Bazı insanlar doğrularınızı anlatmaya değmez. Kendi akıllarınca bilgedirler ancak kendilerini bilge zannedecek kadar cahil olduklarını ancak bilge olduklarından fark ederler.
Sen benim kapımda yatsan ne olur şimdi, ben gördüğümde görmedin, benim görünmezler listeme top 10 listesinin ilk sırasından girişe layık oldun şimdi tebrikler.
Benim fikrimce değil senin fikrince de değil. Uzaklar bizim fikrimizce yakın olur. Bencilin ne yüreği olur ne güvenilir tek sözü.
Delikanlıydı bir zamanlar şimdi ise oynak diyor kalbim senin için… Hey gidinin deli kanlı yalancısı…
Korkumdan değil seni anmayışım dilim döneklere dönmüyor bir türlü…
Kendi nefsine yetmiyorsa gücün, adamlığına da yettiğini iddia etmeyeceksin.
Gel demeyi biliyorsun madem, gelenin huzurunu sağlayacak kadar adamlık, sahip çıkabilecek kadar haysiyet barındıracaksın.
Ben her gece uykuya dalarken, rüyamda seni görebilmek için Allah’a dua ederdim. Dualarım hiçbir zaman kabul olmadı. İlk zamanlar anlayamasam da, şimdi daha iyi anlıyorum: Değmezmişsin.
Mangal dediğin yürek külünü aktif tutmayı beceremiyorsa eskiciye atılmayı kabul edecek.
Arkadan konuşacak kadar korkak olanlar arkasına güvenmeyenlerin başını çeker, bilir misin?
Bazı insanların sözleri kapı gıcırtısı, divan yayı gibi… Sohbete girmeye değmiyor.
Kendini bilir arkamdan konuşan yüzüme konuşta karı mısın adam mısın bilelim.
Çiçekten böcekten bahsetme şekerim, senin karakterin yalan dolan sahte… Ne arkadaş satmayı anlatabilirsin güle ne de arkasından vurduklarını gülün dikenine. Benzemez senin hainliklerine sende çirkefliğin kokusu gül ise saflığın dokusu…
Anlatma doğruları yanlış insanlara işlemez. En fazla çarpar ama yankı yapıp geri döner.
Kaybetme korkusu koyarım ben geldiğim gönle. Kaybedersen süründürürüm sahiplenirsen güldürürüm.
Süte su katar gibi sevgiye ihanet kattın.
Yalnız olmak, yanlış insanlarla olmaktan iyidir.
İktidarı ben olduğum bu hayatın muhalifliğini hiç kimseye yaptırmam.
Eşeğe semer alınırken ne düşündüğü sorulmaz ölçüsü alınır. Ölçünü aldırtma bana!.
Annesinin uyutup büyütemediğini ben mi adam edeceğim?
Ağzı olan seviyorum diyor, kalbi olan gelsin kalpten hissettirsin.
Kendine bir karakter alsana. Hem israf yapmamış da olursun.
Güvendiğim dağlara kar yerine şerefsiz yağıyor.
Ciğerimizin pert olduğu doğrudur ama neyse ki duygularımız hala mert.
Bir zamanlar canımın içi derdim sana, gittin ve canımın acısı oldun!
Gördüğümüz zaman kusulası suratlarınıza gülümsüyoruz, değer bilin biraz.
El üstünde tutulmamız için illaki can verip tabuta mı girmemiz gerek ?
Söz veren çokta tutan yok be kardeşim.
Kuş değildik ama biz de kanatlarımızdan vurulduk.
Emek harcadığın her insan gün gelip seni bozuk para gibi harcıyor.
Çok güzel yanlışlar yaptım, doğrular umurumda bile olmadı.
Hayallerimden hayırlısı olsun dediğim zaman vazgeçmiştim.
Sen dinlemek istediğim en güzel yalandın.
Kütlen kadar yüreğin olsa ne yazar? Bizde ki yürek, dünyaya kafa tutar.
Kendini bu kadar büyük görmene gerek yok güzelim. Nihayetinde, benim görebildiğim kadar büyüksün.
Sen hayatın zevklerini tatmak için, ellere gittin. Benim için, işte o anda bittin.
Dünyadaki en büyük düşmanında, en büyük dostunda, aynada gördüğün yüzdür.
Seni satın alırım dememin nedeni, benim çok zengin olmamdan değil, senin kalitesiz ve ucuz olmandandır.
Sanma sen gidince ben hep ağladım. Geçmişine bin selam yolladım. Aldım elime tespihi, bir kez daha salladım.
Ben sana dünyaları veremem belki ama, sahip olduğum tüm dünyayı verebilirim.
Bu kadar kahpeliği gördükçe, devrikleşti tüm cümlelerim. Ağır geldi kahpelere sözlerim.
Kaç tane dil bildiğinin ne önemi var? Terk edildikten sonra, yüreğine açıklamasını yapamıyorsan.
Benimle kurduğun düşleri, başkasıyla yaşayacak kadar kahpeysen, bende o düşleri hiç kurmamış gibi davranacak kadar asilim.
En derinden vur beni. Kaşlarım çatılırsa namerdim. Kahpeliklerden uzak sev beni. En saf duygularla severim.
Kırk ikindi yağmurları gibiydin. Yağdın ve geçtin. Kabul etki hiç yaşanmadı bu sevda. Ve ben hiç sevmedim seni.
Senin üç kuruşluk ederin, sanma ki olur benim kederim. Nicesine yol verdim, gittiği yere kadar yolun var diye. Nicesine ömür adadım, başıma taç gönlüme sultansın diye.
Bazı insanlar vardır, onlar yaptıkları şeylerle küçülürler. Söyledikleri laflarla tekrar büyüyeceklerini düşünürler. Yaptığı şeyle küçülen, söylediği lafla büyüyemez.
Ben çoktan ölümü göze aldım, ölümü değil yanımda kimi götüreceğimi hesap ediyorum. Hesabın bu kadar kabarık olmasına gülüyorum.
Neden herkesi insan sanıyorsun? Neden herkesi adaö yerine koyuyorsun? Bu dünyada çoğu kişi mecburi insandır.
Hayallerinden de yaşamaktan da asla vazgeçme! Sen vazgeçersen ne olacak sanıyorsun? Sen vazgeçtiğinde, senin hayalini hiç hak etmeyen biri yaşayacak.
Bazı insanlar kırılmasın diye üzerine titrersin. Onlarsa durumu çok yanlış anlarlar. Senin titremeni üşüyorsun sanırlar.
Yüzüme karşı melek olanlar, arkamdan kuyu kazarak çakallık yaptıklarını düşünüyorlar. Asla unutmasınlar, ben onların içindeki şeytanla boğuşuyorum.
İstediğin kişinin hayali olmakta özgürsün artık, hayallerden kurulu bir dünyadasın. Ne yaparsan yap asla benim gerçeğim olamayacaksın.
Kimin ne olduğu belli olabilir, ama kimsenin sağı soğu belli olmaz. Senin ne olduğun da, sağın solun da belli değil.
Tutamayacağın sözü diline, veremeyeceğin sevgiyi kalbine, mutlu edemeyeceğin insanı ömrüne koymayacaksın.
Bir insandan vazgeçerken iyice düşünmelisin. Çünkü vazgeçerken son kez defa baktığın insanla, dönerken bulduğun insan asla aynı kişi olmayacak.
Sen birini üzüp kandırdığında, o kişi dünyanın en aptal insanı olmaz. Sen karaktersizliğini ispat etmiş oluyorsun.
Sana kimsenin arkasından konuşma demiyorum, istediğin kadar arkasından konuş. Sadece yüzleştiğin zaman ona canım cicim diyecek kadar şerefsiz olma yeter.
Bozuk para pantolonun cebini, bozuk insan da yüreğin zarını deler. Bu yüzden ikisini de harcamaktan çekinmiyorum.
Bir insanın gerçekte yaşayıp yaşamadığını atan kalbinden değil, yaşamdaki dik duruşundan ve karakterinden anlayabilirsiniz.
Yeteneksiz olmak, bir işi başaramamak sorun değildir. Eğer kişi karaktersizse, bundan daha büyük bir sorun olamaz.
Hayat çok kısa, havalar fena soğuk, televizyon programları gereksiz, ülke karışık, sen de karaktersizsin.
Benden sonra senin olan belki beni sana unutturur. Sakın unutma; yaşam insana tükürdüğünü de yutturur.
Bir insanda yitirme korkusu, bir de Allah korkusu olacak. İkisi de varsa her şey teferruat, ikisi de yoksa her şey zayiat.
Yıldızlar sadece geceleri gözüme görünür, ancak sabah olduğunda onların hala orada olduklarını bilirsin. Şimdi sen deniz feneri gibi geziyorsun ama, varlığın yokluğun belli değil.
Televizyonda keyifle film izlerken, tam filmin ortasında reklam girilir de delirirsin ya, işte sen de hayatımın en güzel anında araya giren bir reklam gibisin.
Eski Sevgiliye Kapak Sözler
Kapak sözler yazımızda iki bölüm oluşturduk birinci bölüm genel herkese söylenebilecek sözlerdi ki bu sözlerin sonuna geldik diğeri ise eski sevgiliye kapak sözler bulabileceğiniz bu bölümümüz.
Kalabalık yerlerde olmaktan hiç hoşlanmam. Bir sürü insan, bir sürü sıkıntı… Bu yüzden bana “yüreğimdesin” deme sakın. O kadar işlek bir yere ben giriş yapmam.
Kendine çok güveniyorsun biliyorum. Ancak dikkatli olmalısın; çünkü sen sadece benim nefesimle hayat bulabilen camdaki bir buğusun. Ben olmazsam, silinmek için var olmayı bile başaramayan bir hiç olursun.
İnternetten film izlerken “reklamı geç” bölümü olur ya… Keşke senin için de böyle bir bölüm olsaydı, bütün reklamı izleyerek vakit kaybetmek yerine bir tıkla seni geçebilir ve filmime devam edebilirdim.
Bu saatten sonra gelsen de bir faydası yok. Asla eskisi gibi olamayız. Kimi istiyorsan ona git, onunla yaşa, onunla mutlu ol. Kurduğum düzeni bozmana izin veremem. Yalnızlık ve ben çok iyi anlaşıyoruz.
“Zaman kaybıydın” demiştin bana. Ben zaman kaybıysam, sen de değer kaybısın. Verdiğim değerlere acıyorum, kendime değer verseydim eğer çok başka biri olurdum.
Duydum ki bir roman yazmaya karar vermişsin. Benden ayrıldıktan sonra yazıyorsun demek. Benden sayfalarda bahsetme, çünkü ben romanına “kapak” olmayı tercih ederim!
Sen hayatıma girdiğinde, o kadar çok alışmıştım ki varlığına. Sen olmasan ben yok olurum diye düşünüyordum. Aslında öyle değilmiş, ben sensiz daha güçlüyüm bu yaşamda.
Kendime bulduğum en güzel sebeptin bir aralar. Bu yüzden seninle oldum. Şimdi daha güzel bir sebep buldum ve sildim seni. Hayat böyledir işte; sebebi olmak asla tek başına yetmez.
İnsan sevmekten yorulur mu hiç? Mümkün mü böyle bir şey? Mümkünmüş… Senin sayende öğrendim bunu. Senin sevgin değil, senin ilgisizliğin ağır geldi bana.
Ne der insanlar? Dünyaya gelsem bir daha, yine seni bulur yine seni severim. Ben gelsem bir daha dünyaya, bırak seni bulmayı yakınından bile geçmem!
“Beni asla unutamayacaksın” demiştin bana. Sen öyle sanmaya devam et. Güzel yüzünü bile unutabilirim. Çünkü yüzsüzlüğün ağır basıyor! Bin bir surata bürüneceğine, tek bir ifadeye sahip çıkman gerekirdi.
Gitmek mi istiyorsun? Git hadi. Gidince bitecek sanıyorsun ama benden kurtulamazsın. Çünkü ne kadar uzağa gidersen git, aynı gökyüzüne sahip olacağız.
Ben bu hayatta hiçbir zaman bir seçenek olmadım. Senin için bir seçenek olmaya da niyetim yok. Sen kazandığını sandığın anda kaybedeceksin aslında. Çünkü benim izin verdiğim kadar bir seçeneksin.
Gözün arkada kalıyorsa neden gidiyorsun? Sana kal demenin yüzlerce halini söylemiştim sana. Yüzlerce kez “hayır” demiştin. Şimdi gözün arkada kaldı demek, önünü göremediğin içindir.
Sen ellerimi bırakmıştın, ben her şeyi bıraktım. Aldığım nefesten, uyuduğum uykudan, yediğim yemekten hiçbir şey anlamıyordum. Tadı tuzu bozulmuştu dünyamın. Sonra fark ettim ki, bir insan gidişiyle bu kadar zarar vermemeli. Ölümcül bir hastalık gibisin sadece.
Senin bana kaybettirdiklerini yeniden kazanacak kadar güçlüyüm. Sen başkasıyla eğlenirken, ben başkalarına bakmıyorum bile. Çünkü kendime bakmam, kendimi sevmem gerektiğini öğrendim sayende.
Sürekli aklımda değilsin, sadece attığım her adımda geliyorsun aklıma. Çünkü adımlarımı dikkatli atmalıyım. Çamura basmak hiç hoş olmaz. Senin sayende biliyorum bunu.
Bensiz mutlu olamayacağını, sadece bir yanılsama içinde olacağını biliyordum. Haklı çıktım. Bununla gurur duymuyorum, çünkü senin gerçekten mutlu olmanı istemiştim. İstemek yetmiyormuş demek ki.
Ben bir anka kuşu gibiyimdir, küllerimden yeniden doğmayı iyi bilirim. Sen gidişinle beni küle çevirmiştin, ben ise yarın güllere dönebilirim. Asla kendini üstün görme, üstünlük bir anlamda acizliktir.
“Seni seviyorum” demenin ne kadar değersiz bir söz olduğunu şimdi anlıyorum. Senin dudaklarından çıktığı için inanmıştım bu söze. Oysaki senin için dudak tiryakiliği gibi bir şeymiş.
Sana ilk kez çıkma teklifi ettiğim günü hatırlıyor musun? Ne kadar da heyecanlıydım… Şimdi yine çıkma teklifi ediyorum sana aynı heyecanla, bu kez hayatımdan çıkman için!
“Mutsuzum, huzursuzum. Bunları hak edecek ne yaptım ben, neyin bedelini ödüyorum?” diye sorarsan bir gün kendine, işte o an aklına gelmeyi her şeyden çok istiyorum.
Yolculuklardan pek hoşlanmazdım. Durduğum yerde olmayı severdim. Sen beni bırakıp gittikten sonra bu görüşüm değişti. Artık gelmişine ve geçmişine! Yolculuk yapmaya bayılıyorum.
Lütfen! Ya göründüğünüz gibi bir insan olun, ya da görünmez olun.
Kendimden başka dostum yok. Herkes çıkarı kadar benimle.
Haddinize değil beni eleştirmek. Önce acınası halinize çeki düzen verin.
Varlığım parmağına yüzük olmadıysa, yokluğum kulağına küpe olsun.
Koskoca şehirde herkesin suratında yalandan bir maske.
Gittin diye ölmedim ama yaşamak da canımı yaktı.
Bazı şeyler olmaz artık. Biz gemilerle beraber ihtimalleri de yaktık.
Seni seviyorum ve geri kalan hiçbir şey de umurumda değil.
Oysa kahve içmişliğimiz de vardı seninle. Bu ne hatır gönül bilmezlik!
Laf sokmak senin zeka seviyendeki bir insan için oldukça iddialı ama çabanı beğendim doğrusu.
Görüşürüz kardeşim. Yalana ihtiyacım olduğunda mutlaka ararım.
Sürekli geri zekalı tercihler yapıp her seferinde kaderi de suçlamamak lazım.
Seni insan yerine koyup engellemişim. Daha ne istiyorsun!
Etraf leş gibi sahtelik kokuyor. Buna tahammül edemiyorum.
Kapak sözler yazımızın sonuna geldik daha fazlası için atarlı sözleryazımıza göz atabilirsiniz.
Yorum için açıklama